2010 yılından bugüne sürekli artan İstanbul A sınıfı kiralık spekülatif ofis arzı Şubat 2017 itibariyle toplam 3.000.000 m2’ye ulaştı. Şu an inşaat halindeki arzın bitimiyle 2017 yıl sonu itibariyle 3.500.000 m2’yi geçmesi bekleniyor. İstanbul ofis piyasasında yılda ortalama 200.000 m2 yeni kiralama işlem gerçekleşiyor. Oldukça kötü geçen 2016 yılında ise bu rakam 135.000 m2’ye kadar düştü.
Boşluk Oranları Ne
Durumda?
2016 yılı başında %22
olan A sınıfı ortalama boşluk oranı 2016 yılı sonunda %30’a kadar çıktı. Bu da
şu anda 900.000 m2 boş ofis stoku var demek. Yıl sonuna kadar arza dahil olacak
yeni binalar ve ortalama yıllık emilim dikkate alındığında boşluk oranının 2016
sonunda %35’in üzerine çıkacağı kolayca öngörülebilir.
Kiralar Artıyor mu
Azalıyor mu?
İstanbul’da kiralar
hala çok büyük oranda USD ve Euro olarak ödeniyor. Ortalama A sınıfı kira
değeri de artan arz ve yavaşlayan talebe bağlı olarak döviz bazında geriliyor.
2016 yılı başında $24,5/m2/ay seviyesinde olan ortalama kira rakamı 2016 yılı
sonunda $23,4’e kadar gerilemiş durumda. 2017 Şubat itibariyle bu rakam $23’a
doğru düşme eğiliminde. Bu düşüş TL bazında incelediğinde ise A sınıfı ortalama
kira rakamlarının 2016 yılbaşı ile yılsonu arasında %14,25’lik bir artış
gösterdiği ortaya çıkıyor. Tabi ortalama kira rakamlarını incelerken bilinmesi
gereken iki önemli nokta var.
1-Bu ortalamalar
piyasada yakın zamanda gerçekleşen işlemlerin yanı sıra henüz kiralanmamış boş
binalardaki liste fiyatları karışımından oluşuyor ve liste fiyatı ile kapanış
rakamı arasındaki fark işlem gerçekleşmeden önce bilinemediğinden ortalama kira
rakamı şişiyor.
2-Birçok binada mal
sahipleri piyasa düzeldiğinde aynı seviyeden devam edebilmek için ve daha
yüksek bedelden kiralamış eski kiracılar ile sorun yaşamamak için kira rakamını
düşürmek yerine uzun süre kirasız dönem, bedelsiz dekorasyon katkısı,
dekorasyon maliyetini komple karşılayıp kira dönemi boyunca aylık taksitlerle
geri alma gibi yöntemler kullanıyor.
Böylelikle kağıt
üzerinde kira rakamı düşmüyor ama efektif kira rakamında ciddi düşüşler
yaşanıyor.
Önümüzdeki dönemde de
ofis piyasasını ivmelendirecek köklü değişiklikler yapılmadığı sürece boşluk
oranlarının artmasıyla kiralar da düşmeye devam edecektir. Ayrıca önümüzdeki
dönemde TL kiralama sayısında da çok büyük artış olacaktır.
Talep
Sektördeki en büyük
sorun talep. 2010 – 2014 yılları arasında ofis piyasasını Türkiye’ye ilk defa
gelen şirket talepleri ve mevcut şirketlerin büyüme talepleri domine ediyordu.
2015’in ikinci yarısından itibaren hissedilmeye başlanan küresel ekonomik
daralmanın etkileri, Haziran’daki genel seçimler sonucu hükümetin kurulamaması
ve ardından yapılan Kasım erken seçimleri, ülke imajı ve yabancı yatırımları
yaralamak için dört bir koldan yapılan terör saldırıları, 15 Temmuz 2016’da
teröristler tarafından planlanan darbe girişimi, tüm dünyada tırmanan siyasi
gerilim sonucu talep olumsuz etkilenmiştir. Ülkede ilk ofisini açan batılı
şirket talebi hemen hemen hiç olmamakla beraber az sayıda mevcut şirketin
Türkiye ofislerini kapadığı örnekler de olmuştur. Dolayısıyla mevcut talep bir
binadan diğer binaya yer değiştirme şeklinde olduğu için ve bu değişikliklerin
çok azı büyüme kaynaklı olup çoğunluğu maliyet değiştirme ve küçülme kaynaklı
olduğu için boşluk oranını azaltıcı bir etki yaratmamaktadır.
Pazarda Ne Değişti?
Talebin daralmasıyla
mal sahibi piyasasından kiracı piyasasına geçiş artarak devam ediyor. Mal
sahipleri rekabetçi ortamda kiracıları ikna etmek için çok daha esnek olmak
zorundalar. Shell & Core dediğimiz yalın halde teslimden en azından
yükseltilmiş döşeme ve fan coil cihazlarının mal sahibi tarafından teslim
edildiği piyasaya döndük. Daha önceki yıllarda kiracının dekorasyon ve taşınma
sürecinde kullanmadığı ofise kira ödememesi için 2-3 ay verilen kirasız dönem
bugün kiracıların maliyetini düşürmek için bir araç olarak kullanılmaya
başlandı. Büyük alan kiralamalarında 1 yıla varan kirasız dönem örnekleri
görülmeye başlandı. Birçok yeni binada kiracıyı ilk yatırım maliyetinden
kurtarıp bütçe onayı almasını kolaylaştırmak için dekorasyonun mal sahibi
tarafından karşılanıp kiracıdan 5 yıllık kira süresince kiraya ek aylık
taksitler halinde geri toplanması uygulanmaya başlandı.
Mal sahipleri önceki
yıllarda gelen talepleri değerlendirerek kiralama yoluna gidiyorken bugün
danışmanları vasıtasıyla daha eski binalardaki kiracılara aynı maliyetlerle
daha yeni bir binaya taşınabilecekleri kiralama paketleri önererek harekete
geçirmeye çalışıyorlar.
Kiracı tarafında ise 2017 yılının başından beri mevcut kira kontratlarının yeniden pazarlık edilmesi, kur riskinden arınmak için kur fikslenmesi, sabit masadan esnek çalışma alanlarına geçerek büyüme ihtiyacını yeni kiralama yapmadan çözme ve yeni kiralamalarda TL kontrat yapma eğilimi öne çıkıyor.
Peki Piyasa Nasıl
Canlanır?
*Sürdürülebilir bir ofis piyasasından bahsedebilmek için yer değiştirmelere değil yeni kiralama taleplerine ve ekonomik büyümeye ihtiyaç var.
*Ekonomik büyüme bambaşka bir konu ve 2017, 2018 yılı için öngörülen büyüme oranları (2017 için %2,8 – 2018 için %3,2) ofis piyasasına ivme kazandıracak seviyelerde değil.
*Dünya ekonomisinde startup’ların yani yeni bir fikir, teknoloji sunan, çok hızlı büyüme potansiyeline sahip girişim şirketlerinin katkısı ve önemi her geçen gün artıyor. Bir çok ülke kendi ülkesindeki startupları desteklemenin yanı sıra küresel çapta startupların ülkelerinde kurulması için teşvikler, vergi avantajları, girişimci vizeleri uyguluyor. Türkiye girişimcilik konusunda biraz geç kalmış olsa da yüksek genç nüfus nedeniyle yüksek potansiyele sahip. Fakat Türkiye diğer ülkelerdeki startuplara yönelik hiçbir çalışma yapmıyor. Hatta birçok yerli startup da ağır vergi yükü ve bürokrasi nedeniyle şirketlerini başka ülkede kuruyorlar. Startupların önünü açacak düzenlemeler ofis pazarının yanı sıra istihdam ve ekonomiye de direkt ve büyük katkı sağlayacaktır.
*Şu anda çalışma
ruhsatı alabilmek için ofisinizin taşıması gereken herhangi bir niteliksel kıstas
bulunmuyor. Son deprem yönetmeliğine dahi uymayan çok eski binalar, konut
olarak yapılmış binalar hatta iskânsız binalar da ofis olarak kullanılabilmekte
ve birçok firma ucuz olduğu için ofis ihtiyaçlarını bu yöntemle çözmekte. Fakat
bu binalar ofis çalışanları için gerekli havalandırma gibi minimum standartları
sağlamadığı gibi, çok ciddi deprem, yangın ve güvenlik riski yaratmaktadır.
Ofislerin sadece ofis olarak planlanmış ve inşa edilmiş, iskân ruhsatına sahip
profesyonel binalarda açılabilmesine yönelik bir yasal düzenleme ile hem ofis
piyasası canlanacak hem de firmalar için çalışan memnuniyeti ve verimliliği
artacaktır.